BESIN MADDELERI VE MIKRO ORGANIZMA ILISKISI

Yazar on Eki 4th, 2008

Tüketime sunulan her gıda maddesi belirli çeşit ve sayıda mikroorganizmadan oluşan bir mikroflorya sahiptir. Mikroflorayı oluşturan mikroorganizmalar ürüne hammaddeden başlayarak, hammaddenin ürüne işlenmesi ve pazarlanmasına kadar süren süreçteki her aşamada çeşitli kaynaklardan kontamine olabilmektedir.

Sü ve Süt ürünleri
Süt kalsiyum ve protein yönünden zengin A ve B vitaminlerince de iyi bir kaynaktır. Ayrıca dayanıklı bir besin maddesi olmadığı için mikroorganizmalar hızla üreyerek sütün bozulmasına neden olmaktadır. Özellikle sıcak havalarda mikropların üremesi daha çabuk olduğundan süt daha kolay bozulur. Sağlıklı bir inekten sağılan sütte çok az mikroorganizma bulunur. Ancak süt, sağımdan fabrikaya gelene kadar, çeşitli maya ve maya benzeri mikroorganizmalarla kontamine olabilmektedir. Hasta hayvan sütü ile insana tüberküloz, brusellozis, stafilokok ve stretekok enfeksiyonları geçebilir. Bu bakteriler sütün pH?ını nötrden aside doğru kaydırarak sütün pıhtılaşmasına ve tadın değişmesine neden olurlar. Süte uygulanan pastörizasyon ve sterilizasyonun amacı sütteki patojen mikroorganizmaların yok edilmesi ve dayanma süresinin uzatılmasıdır.

Sütteki ekşime olayını sütte bulunan Streptokokus laktis adlı bakteri, başka bakterilerin yardımıyla yapar. Bu bakteriler koliform, enterekok, laktobasillus ve mikrokoklardır. Bu bakteriler sütün laktozundan asit üreterek ve sütün pH nötrden aside doğru kaydırarak hem sütün pıhtılaşmasını hem de tadının olumsuz etkilenmesine neden olurlar. Psödomonas gibi proteinleri parçalayan bakterilerin çoğalmasıyla da süt kesilir ve sıvı hale gelir. Böyle durumlarda sütler kaynatılarak kullanılabilir. Laktobasillus bulgaricus 37°C – 50°C ısı derecelerinde asit üreten bakteridir.
Laktabadilhlus buhgarkus 37 – 50°C?de asil asit üreten bakteridir ki yoğurt yapımı da bu esasa dayanır. Peynirlerde ise başlangıç mayalanması laktik asit fermentasyonuna dayanır. Olgunlaşmayan beyaz peynıi erin dayanma süreleri de kısadır. Bu yüzden bakteri, küf ve maya gibi mikroorganizmalar tarafından bo zulmaya uğrayarak küflenme, bayatlama ve maya tad veren olumsuz durumlar ortaya çıkar. Kaşar peyniri gibi sert peynirlerde ise yanklar ve küfler oluşur. En bozucu bakteriler; Alkaligenez, Psödomonas, Proteu, e Entrebakterilerdir. Tereyağı çeşitli bakteriler, küf mayalarla bozulur. Bunlat basit oluşturmazlar. Doymamış yağ asitlerinin çifte bağlarına oksijen eklenerek yap!larınııı ve özelliklerinin değişmesi sonucu yağın tadı, kokusu değişir. Sütün kendinde bulunan veya sonrada mikroorganizmalarla yapılan lipaz enzimi ile teteyağının yağ asitleri ve gliserole parçalanması sonucu tereyağında acıma oluşur. Tereyağında bozulmaya yol açan küfler, Klostridiyum, Aspersillus, Penisiiyurn, Geotrikum kandidumdur. Pastörize veya sterilize edilmemiş sütler, kabardıktan sonra 5 dakika kaynatılıp hemen soğutulmalıdır. Kaynatılmış ve pastörize sütler cam kavanozda buzdolabında 1 gün, kutusu açılmış sterilize sütler en fazla 3 gün saklnabilir. Çiğ sütten yapılmış peynir tüketilmemelidir.

Yumurta:

Yurnurtaya yumurtlama sırasında ya da daha sonra kan, pislik, kümese ait diğer maddeler, tüy, vs. yapışabilir ve bu yapışkan maddelerin bakterilerle kontamine olması mümkündür. Taze yumurta kahuurun çatlak ve kirli olması kabuktki kaygan tabakanınbozuk olması,catlak olması yunrtanın kolay boziimasına neder, ol . Yüksek nem yumurta kabuğunda mikrcorganizmaların üremesini arttırır. Yurnurtalar -1 ile +10C arasında saklanır. Yumurta kabuğu ve zarı her ne kadar ınikroorganizmalara karşı koruyucu ise de bazı mikroorganizmalar saklama şartlarını uygun bulursa kolayca üreyerek yumurtanın kabuk, zar ve beyazını aşarak sarısına ulaşabilir. Mikroorganizmalar hava boşluğu bölgesinde üremeye başlarlar çünkü burada oksijen yumurtanın diğer kısımlarına göre daha fazladır. Yumurtayı en çok bozan bakteriler; Alkaligenez, Psöclomonas, Proteus ve Entrobakterilerdir. Küflerden ise; Penisilyum, Kladosporyum bozulmaya nedendir.

Etler

Sağlıklı hayvan etleri çok az mikroorganizma ihtiva ederler. Taze et kimyasal ve fiziksel özellikleri bakımından mikrobiyolojik bozulmalare karşı en duyarlı gıdalardan biridir. Genel olarak sağlıklı bir hayvanın kas dokusu sterildir. Canlı hayvanlarda mikroorganizmalar lenf yumrularında lokalize olmuşlardır. Ancak kesim, derinin yüzülmesi, iç organların çıkartılması, kesim aletleri, hava, çalışanlar, taşıma arabaları vb. bir çok etmen etlerde kontaminasyona neden olur. Etin kıyma haline getirilmesi ile mikroorganizmalar tüm dokulara yayılır. Genel olarak kümes hayvanlarının mikropflorası kırmızı etinkine benzer. Ancak doğal olarak kanatlarının yapısında bulunan SalmQnella ve Campylobacter gibi mikroorgan;zmalar, kolaylıkla canlı hayvanlardan diğer hayvanlara, üretime taşınabilmekte ve bulaşma yaratmaktadır.

Kümeslerde kullanılan yem kalitesi ve kümes tlorası bulaşmayı etkilemektedir. Gerek taşıma araçlarının dizaynı ve te ıizliği, gerekse kesimhane içerisinde bulunan bekleme alanlarının düzeni ve temizliği kontaminasyonun azalmasında etkilidir. Su ürünlerinde ise taze balık suda bulunan mikroorganizmaları taşır. Bunlar; Laktobasillus, Brevibakteriyum ve Streptokok cinsleridir. Su ürünleri diğer etlere göre daha çabuk bozulurlar; onn için en kısa zamanda tüketilmesi gerekmektedir. Fabrika ve insan artıklaıı, tarım ilaçlarının denetimsiz kullanılması sonucu deniz ve su yolları kirlenerek, bu sular arcılığıyla bazı deniz ürünlerine bulaşarak vücutlarında depolanması ve o ürünlerin yenmesi sonucu zehirlenmeler görülür. Balıkların taşındığı kutular, arabalar, temizlenme ve satış yerleri mikroorganizmalar tarafından kontamine olabilmektedir. Yağlı balığın yağı çabuk acıdığından daha kolay bozulurlar.

Küf türlerinden Kladossporyum, Geotrikum, Penisilyum vb. alterilerden Psödr1actöbasiIlus, Streptekok, Salmonella ?ıb. etleri bozmaktadır. Etlerde çeşitli bozulmalar söz konusudur. Alcaligenes, Bacillus, Streptococcus, etlerin yüzeyinde yapışkan bir dokunun oluşmasına sebep olmaktadır. Laktobasil, Micrococcus, Leuconostoc gibi bakteriler tarafından üretilen okside edici bileşikler etlerin gri renge dönüşmesine neden olmaktadır. Küfler tarafından etlerdeki yağlar okside edilerek anormal koku ve lezzet oluşmaktadır.

Etlerin olgunlaşması için kesimden sonra 8-10 gün 2.2 ? 3.3°C?de saklanma!ıdır. Bu ısıda mikroornani7m3- ıarın a?şarken, nnnleriıı çalışması dean eder ve etler olgunlaşır. Satışa sunulan etler buzluklarda 8-10 gün saklanabilir. Soğuk ısı da yaşayabilen bakteriler etin çözülmesi sırasında ürerler. Bu bakımdan etlerin 15°C üzerindeki ısılarda bırakılmaması gerekmektedir. Aksi takdirde klostridium botulinum çözülen etlerde ürer. Kıyma ve organ etleri uzun süre saklanmadığından, buzdolabında saklamak koşuluyla 1-2 gün içerisinde tüketilmelidir. Eğer hemen tüketilmeyecekse birer yemeklik miktarlarda, yassı şekilde paketlenmiş olarak normal buzdolabı buzluklarında 1 hafta, derin dondurucularda 3-4 ay süre ile dondurularak saklanabilir.

Dondurulmuş besinler, özellikle etler buzları çözdürüldükten sonra yeniden dondurulmamalıdır. Çözülme işi, oda sıcaklığında, soba/radyatör üzerinde ve altında, hafif ateşte veya güneşli yerlerde yapılmamalıdır. Çözülmüş besin ler bekletilmeden pişirilmelidir. Ayrıca etlerde önemli olan Tenya saginata hayvanın kaslarının arasına yerleşir, bir bağırsak paraziti olup halk arasında tenya olarak bılınır ve etıyı pışırrnemışse ınce bağırsakta gelişerek zararlı hale gelir.

Meyve ve sebzeler:

Meyve ve sebzeler ıle bunların ürünleri asıtlıkleri nedeniyle k gelışn sindan çok uygun gıdalar olup, uzun depolama periyodu olan mey. suyu, ve konsantreleri, kurutulmuş meyve ve sebze ürünlerinde miko o,ın ur olasılığı taze ürünlere kıyasla daha yüksektir. Ayrıca meyve sulm meyve santreleri ve kurutulmuş ürünlere uygulanan ısısal işlemler aflotoksı başta üzere çoğu küt toksininı inaktive etmek ıçin yeterli olnıamaktadr.

Meyve ve sebzelerde bozulmaya neden olan çok sayıdaki ba cıı, ma küfün yanında ara sıra patojenler son yıllarda önemli salgınlara ne en olrr dır. Sebze ve meyvelerdeki önemli patojenler mikroorganızmala Salm E.coli, parazitler, Hepatit A, Bacdlus cercus?dur. Taze sebze ve me clerın mikropflorata vardır. Bitkilerin yüzey fiorası genellıkle; Pseudomana t, Alkalı flavobakteryum, laktik asit ve koliformaları içerir. Sebze ve meyv. vre mi ganizmalar; topraktan, sulama sularından, depolama ve taşıma yeı erınder şır. Ayrıca meyve ve sebzeler; toplanması gecıkince enzimlerin eti tiyie bc lar. Ancak konservelerde de klostridıyum botalinum tehlikesı olabir ektedır ve ve sebzeleroekı bozulmalar enzimatik, mekanik ve mıkrobiyolo k bozulabilır. Çarpma, kesme, dılimleme gibi mekanik zedelenmelerde rc k değer ortaya çıkar. Buna esmerleşme denir.
Enzimatik esmerleşmede p0tenol0 enzimi rol oynemaktadır. Sebzeler kurutularak ya da konserve pıtrak noblrtkt?dir. Mkanık bozulma; çürümuş sebzeloıin srığLm i?re oızıncıa rt krort anizmalaıın sağlamlara geçmesi ıle olur.Enzırt tıl bo, olguıılşrnış o toplanması geçmiş sebzeler yapılarındaki enzınılerzolrvcdır
obiyolojik bozulma;
sebzelerde oluson küflerle ip ır, Yeş r?ie?l çürüme ve küfle nme sortuu bozulur?tr, T f -
pc?. bukt kullerın vusisı sonucu bozleit, yumuşaria – ?z
vırrt ve çücme neydana gelir. Taze meyvelerin bozulması yap ıdikı ı er, rt oyveye sonradan bulaşan mıkroorganızmalar ve haşereler uu gıl irna, kutulamo, depolama ve satış sırasındaki mekanik olarak zecc enme
olur. ?1ey?elerın bozulmasinda küf ve maya türü mikroorganizmal da etki Mc?ı?e sılarinın su miktarı yuksek olduğundan maya ve bakteri urlerı k ürer, şeker miktarı az olan meyve sularına ise daha çol
Tahıllar

Tahıl çeşitleri buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç, mısır gibi ürünleri besin grubudur. Tahıl ve ürünlerinde depolama sırasında böceklenme ve lenme nedeniyle bozulduğu tahmin edilen hububat tanelerinin 0:. nı %2( yırica olup bu oran gelişmemiş ülkelerde daha yuksektır. Tahıl? ı sek ortimın nemli olması boıulmayı arttirır. Bu bozulma oncelikte kufi ?nı-tc şı ortaya çıkar, Tahıl tanelerinin yüzeylerinin hafifçe ıslanmasi ols vii var küflerin üremesini kolaylaştırır, bu tanelerın ıslak olarak ezılmesı kterıli mayaların oluşmasına neden olur. Bazı tahıl tohumlarının kritik rutubet sınırları şunlardır: Mısır %13.8, sO?,ü O,5]4, hububat %14. Tahıl tanelerinde gelişebılen küfler tarla ve depo küfleri olarak ikiye ayrılır. Her iki grupta da bulunan Aspergillus flavus gibi küf türleri etkindir. Tarla küfleri tahıl tanelerini hasat önce- sı tarlada enfekte ederler ve bulaşma kaynakları toprak, su, enfekte olmuş bıtki- ler gibi çevresel kaynaklardir.

Depo küfleri ıse tahıl tanelerine hasat sonrasında kurutma veya depolama aşamasında bulaşırlar ve gelişebilmeleri için tarla küfle- rıne kıyasla daha düşük su aktiviteleri yeterlidir. Buğday unundaki bakteriler Basillıus ve Klostridiyum sporları, Akromobakter,Flavobakteriyumdur. Küf sporlarının başlıcaları Aspergillus, Penisılyum, Alternariya?dır. Tahılların saklandığı yerin 4.5-7°C olması gerekir. Tahıl tanelerınin bozulmasinda böceklerde rol oynar. Böcekler taneye verdıkleri zarar sonucu küflerın
taneye nüfus etmesı kolaylaştığı gibi, küf ve bakterilerın taşınmasında da rol oynar. Unda öğütme işlemi sırasında dış yüzeydeki mikrcorganizmalar her tarafına karıştığından mikroorganizmalara daha rahat ürerler. Unun beyazlatılmesı içın kullanılan kimyasal maddeler mikroplar üzerinde öldürücü etkiye saniptir. Ekmek yapımında mikroorganizmalar kullanılmaktadır. Ozel ekmek mayasi olan Sakaromiçes serevisya kullanılmaktadır. Mayalanma sirasında katılan şeker süreci hızlandırır. Iyi pişirılmeyen ekmekte undaki küf sporları yaşamaya devam edebilir. Rizopus stolonifer beyaz ekmek küfü olarak bilinir . Aspergıllus ngar siyah kahve- rengi lekeler yapar. Ekmeği kuru ve serin yerde saklamak gerekli.

Konserve Ürünleri:

Konserve gıdalarındaki bozulma genellikle bombaj oluşumu ile kendini gösterir.Ancak konserve gıdalarda bozulma olur, nl?o . a ö ?ıuş ola e. da
ortaya çıkabilir. Konserve gıcziorin bo Jlnıa oe km rcorizmdarın faalıyetinde kutu ile e ıği ö ıda kşı esyoim doı, 1 onerolemede
yanlış teknığin uygulanması ve koıu muhafoze 3artiruı i eri gcüroılir. I?utu içerısindeki mikrobıyolojik bozulmalarr? .rı öremi sebeporı; ?etersız sterılizasyon, yetersiz soğutma, ışlemeden dire boıu1nie sizıntıaan olusan bu- laşma ve bozulmalar şeklinde özetlenebiii. nasJ hozulmabr hidrolen bombajı olarak da adlandırilır. Kutudaki demir ile oidaler e aıcliniı zerLest hale geçmesiyle meydana gelen hidojen gazının baoeci ile oluşur. Konserve kutula- rındaki fiziksel bozulmaların sebepleri ise; yetersiz eKsoz işlem, hesinin veya solüsyonun gereğinden fazla doldurulması, fazla vakumdan dolayi kutunun içine
göçmesidir. Clastridıum botallum konserveyetoksin veren mikroorganizmalardır. Diğer onemlı çürütücü mıkroorganizmafar ise Clastiidium putrıficıurn, sporogenes?dir. Spor yapmayan bakterılerden laktobacillus ve akconoctoc türlerı önemlidir. Clastridium botalium sebep olduğu besin zehirlcnmelerinde botuslismus toksıni
sınır ? kasa etki ederek felce neden olur. Solunum kaslarinın felç olması sonucunda ise hasta kaybedilir.
Konservelerde bombaj şu nedenlerle meydana gelir:

a) Mikrobiyolojik bozulma sonucu: Kutu içerisinde değişik nedenlerden tür mikroorganizma faaliyeti başlamış ise mikroorganizmaların meydana g tircliği gaz, kutunun şişmesine neden olur.
b) Teknolojik hata sonucu bombaja neden olan teknolojik hatalar şunla?lr:

-Kutu aşırı doldurulmuştur.

- Kutu fasulye vs.de olduğu gibi önceden tam olarak ıslatılmayan maf ?ry kutu içinde şişerek bombaja neden olmuştur.

- Kapak halkaları iyi bastırılmamış veya tenekesi incedir.

- Kapak çapı ve kutu çapı uyuşmamış veya kapama hatalı yapılmıştır.

- Egzost (hava çıkarma) işlemi iyi yapılmamıştır.

Teknolojik hata sonucu meydana gelen bombaj sert olmaz, kutu inkübasyo dolabına konursa bombaj ilerlemez, kutuda canlı hücre olmaz ve sterilizasy mu hemen sonunda kendini gösterir
.
c) Kimyasal bozulma sonucu: Bu, kutu içeriğinin tenekeye etkisi sonucı. oli şur ve özellikle asitli gıdalarda görülür. Kimyasal faaliyet sonucu ıka hidrojan gazı bombaja neden olur.
Kimyasal bombaj, uzun süre clepolamadan sonra meydana gelir. Kutu çer dinde canlı hücre yoktur. Bombaja neden olan gaz H2 gazıdır. Gıdaya tenekede fazlaca Fe ve Sn geçmiştir. Bu durumda kutuda korozyon söz konusudur.
Koro:yon ?avı, «clikle asitli gıdaların yı kalaylanmamış ve ı lakan :ru k jtuiara etknnn bir sonucudur. Ayrıca sadme ile veya kenetleme veya kapm sırasında lak ve kalayın çatlaması sonucunda da gıdalar tenekeyi aşındırr v zamanla deler. İşte bu olaya korozyon denir. Nedeni, kutunun asıt çözeltısin batmış bir demir kalay pili gibi çalışması ve sonuçta anot görevi gören deTnrı aşınıp delinmesidir.
Kutularda bombaj değişik şekillerde olur:

a) Hafif bombaj: Bu tip kutuların kapağına basınca, şişkinlik ortadan kElkaı Genelde çarpmalar sonucu meydana gelir.
b) Yaylı bombaj: Kutunun kapağına parmakla basınca şişlik içeri çöker ak bu sefer arka kapak aynı oranda şişer.
c) Yumuşak bombaj: Bu tip kutularda kapağa parmakla basınca şışlık içe çöker ve parmak çekilince tekrar eski halini almaz. Kutuyu tabanı uz.rır de sertçe düz bir yere vurunca, tekrar şişerek eski halini alır.
d) Sert bombaj: Bu tip kutuların iki kapağı da şişmiştir. Parmakla basr ca çeri göçmez. Bozulmanın son aşamasıdır. Bundan sonra kutu patlar.
e) Kutular taşınırken oraya buraya çarpıp ezilmesi, bükülmesi sonucuncD d bombaj meydana gelebilir.
Kutu konservelerdeki bozulmalar aşağıdaki şekilde özetlenmiştir.
Konservelerde Bozulma Kutu Bombailı Kutu Normal x? /? El2 Bombajlı C02 C02+H02 PH Düş- H22 Kokusu Küf Bomballı Bombajlı mesi / Asit Yapan Mof er Termofıller
Mayalar Basiller / Karışık Asit Yapan Lactobaciller Termofluler Mezofıller / Koku Ekşi Koku
/ ?N Asit Karişik Aerobasiller Fermantasyon
Günlük yaşantımızda hayatımızı tehdit eden unsurların başında hiç kuşkusuz gelmektedir. Bu sonuç şaşırtabilir, zaten tehdidin önemi de buradadır.
Genellikle ihmal edildiklerinden ve önceleri zararsızmış gibi göründüklerinden
tehdidin büyüklüğü ancak tüm vücut ya da organlar sarılınca ya da apartmanimız kaplanınca ya da kedimizi bitler pireler sarınca ya da sirtımızdan ge- çinmeye alişmiş kişiler sonunda bizim canımıza kast edince anlaşılmaktadir.
İyi yıkanmamiş meyve ve sebzelerin, iyi pişirilmemiş hatta pişmemiş yiyecekleri
parazit bulaştırdığı bilinmesine rağmen besin hijyenine dikkat edilmemekte- dir.

Sonuçta afiyetle parazıt yumurtaları mideye oradan da bağırsaklara ve sonrada tüm vücuda iletilmiş olur. Çoğu zaınan şikayet yaıamamış qüı an bi parazitler aslında çok büyük sorun oluştuıurlrr,
Yediğimiz besinlerin birçoğunu tüketerek ortak ıuııdrı r yetersı beslenmeye ve sonucunda da Anemi dediğimiz kansızlığa ve daic air ?v, hasta lıja neden olmaktadır. Hatta bazen iş yetersiz beslenmeyle da km?m kaya ti organlara ulaşabilen bazı parazitler beyinde, kaarıferde, böbrekda ?gerler de, kalpte kistik oluşumlara neden olup hayati tehdit edebımektedir.
Oysaki bütün bunlar temizlik kurallarına uyulması, pisliğin özendi. ?lJfrı. Ğy lemlerden kaçınılması, çocuklarımıza pisliğin örr?k olarak göterilme ı,
geldiğince pislikten uzak durup temiz bir insan olrrıaya çalışmakla önle ilır
Pişmemiş besinlerle a1ınan parazit yumurtaları yolculuklarına baüa k da rından kana geçen parazit yumurtaları genellikle bebeklııc dönemlerin geçımef için bol oksijeni olan akciğer dokusunu kendilerine ternh ecerler. K voluyü akciğerlere gelen yumurtalardan çıkan bebek solucanlar burada 2(ikı) keyifle rıne bakar ve ernekleyebilecek hale gelirler.
2 (iki) ayın sonunda yavaş yavaş solurnim yollarını kutanarak bn? ı ve ne fas borusunu .çen solucancıklar yemek boruu C ne es hoıus.
Kadar gelirler. [3uracj bi iken salgılar içinde ki yavru çolucanlar genel klu öksurürle veya yutıarıcı ıle yemek borusundan mideye lutlir veya haig rn uiera dısarı nL ıar.
r,, .q?.
yumurh ya .. lr e yunıuı-taiar ana geçereiç tclrdr aynı seruve i gerçekeştirıri r.
Top-nunuzuo sık görülen geçmeyen öksürükler, gece gelen o sürkkler, nefes rarı şkyetlcri, kansızlık, halsizlik, verimsiz çalışma, depresye ve daha bir çok ?ırunun temelinde işte az önce anlatrrıaya çalıştığımız paraze r yer dlmaktadıı.
Kansılık, duku ve organlaıın yetersiz bslenmeleri ile sonuçlanan abuk ,?orulma, ist-?ksizıik, halsizlik ortaya çıkmakta hatta bu sorun ruhsai s unları da tetikleyehmeLJ
Aynı kılr ?,ücııttn d- parazitler pişrncden yenen bı yıyecelten . Iyi ,ık nmamı- kabulden soyulmanıış veya kirli ellerle tutularak yenrni1 ıı .esnden alınan bir yumınleyla bulaşırlar, sonuçta önemsenm yan bu davranış -. ucu tüm vücuda saran parazitler pek çok hastalığa enıin hazıniadar.
Biçol? haırsak enfeksiyonu ile parazit hasi-elıöı ınsan , hayv, Toplumsal ve kişisel hijyene dikkat edilmemesi ile bazı alışkanlıklarımız (çIğ köfte, çIğ süt gibi) paraziter ve zoonotik hastalıkların bulaşmasını ve artmasını hızlandırıcı faktörlerdir. Bu sebeple, yiyecekler temiz olmalı, tam olarak pişinlmeli ve kısa sürede tüketilmelidır. Uygun şartlarda saklanarak böcek, kemirici ve diğer hayvanların yiyecekleri kirletmeleri önlenmelidir. Etler ve sütler kesinlikle Çİğ olarak tüketilmemelidir. Çünkü, Bruselloz, Leptospiroz, Salmonelloz ile Antraks (Şarbon) gibi et ve sütlerin pastörize veya sterilize edilmeden çiğ olarak tüketilmesi sonucu bulaşan bakteriyel zoonotik hastalıkların yanı sıra; kadınlarda düşüklere ve anomalili çocuk doğumlarına sebep olan Toksoplazmoz ile Taeniyoz (şerit) ve Ekinokokkoz (Kist hidatik) gibi bazı paraziter hastalıklar enfekte etlerin çiğ olarak yenmesi sonucu bulaşır.
Meyve ve sebzelerin tam olarak yıkanması alışkanlık haline getirilmelidir. J3 Sebzelerin üzerinde böcek, sülük gibi canlılar var ise 20 dakika bol tuzlu suda
bekletilmeli ve sonra iyice yıkanarak yenmelidir. Salata malzemeleri tek tek yıkanmalı girintili ve çıkıntılı yerleri iyice açılarak temizlenmelidir. Gerekirse sebze ve meyveler klorlu veya sirkeli sularda (bır ıitre suya bır kapak klor eriyiği veya sirke katılır) en az 20 dakıka tutulmalıdır. Sebzelerin lağım ayakları ile sulanması
engellenmelidır. Lağım ayakları ıle sulnmış olaoıleceğinden şüphe edilen sebze-
erin iyice yıkanmaları yanında kaynar sada birkaç, dslıka bekletılmelerı gerekir.
Ayrıca baktenyel bir zooroz oLi Jrneadnn (besin zehirlenmesi) korunma için et ile uğraşanların (dzcil le tc. eı) dlrıni iyice yıl amadan başka
bır işle uğraşmamaları ve yirıs yapaların ç ..kır.
Ktin olarak hıjyenik tt ıh :n?c ıim .r egım ayakları da insa sağliğını dogrudan ve, dc -1 T. tC ,kld2 uzdkl33tırımaiı,
Çünkü, parazit hastalıklarının iri ço iau yı :ua edilmemiş lağım ayaklar oluşturmaktadır.
Bazı parazıtler (ile geçebilmekte ve vücutta çeşitli potolojik bozukluklara yol açmaktadır. Bu nedenl sulu tarımla uğraşanlar sulama alanlarına girerken çızme ve eldiven giyme lidir. Sinek, böcek ve kemirici hayvanların girişini önleyecek her türlü tedbir alınmalı ve karasinek, hamamböceği, fare gibi zararlılarla mücadele edilmelidir. Atıklar bu tür zararlıların engelleyecek şekilde yok edılmelidır, Parazıt görülen kişiler, en yakın rır sagirk kıiruluşuna başvurarak gerekli te
davılerıni yaptırmalıdırlar. Ailenin bı ferdinde parazıt görülmesi halinde (Kıl Kurdu diğer fertlerinde parazıt muayensinden geçirilmesi gerekir.

1 yorum

  1. yasemin Diyor ki:

    bu yazıdan istediğim sonucu alamadım

Yorum Yapın

Önemli not : Yorumunuz denetim için bekliyor.. Yazıya uygun olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.