DONDURULMUŞ SEBZE TEDARİKİ, NAKLİ, DEPOLAMASI

Yazar tarih Eki 6th, 2008

PİŞİRİLME VE YEDİRİLME KURALLARI

DONDURULMUŞ SEBZE TEDARİKİ, NAKLİ, DEPOLAMASI, PİŞİRİLME VE YEDİRİL-ME KURALLARI:
a. Dondurulmuş sebze tedariki : Sebzelerin yetiştirilip hasat edildiği dönemler gözönüne alınarak (yazlık ve kışlık sebzeler) yılda iki kez alım yapılması yoluna gidilmelidir.
b. Dondurulmuş sebze naklinin kuralları :
(1) Dondurulmuş sebzeler imal edildikleri tesis ve işletmelerden orijinal ambalajları içerisinde -18 0C ile -25 0C?lik frigofrik (soğuk hava araçları) soğuk zincir bozulmadan nakledilir.
(2) Muayeneleri tamamlanıncaya kadar geçici teslim soğuk hava depolarında bekletilen donmuş sebzeler, kat?i alımı müteakiben frigofrik araçlarla birlik mutfaklarındaki -18 0C?lik soğuk hava odalarına veya dolaplarına soğuk zincir bozulmadan nakledilir.
c. Dondurulmuş sebze depolama kuralları : Dondurulmuş sebzelerin tazeliklerini, ürün kalitesini soğuk zincirin devamlılığını kaybetmemek için saklama sürelerine uygun olarak -18 ile -25 0C ?lik soğuk hava odalarında veya dolaplarında ambalajları içinde depolanır. Dondurulmuş sebzenin dış ambalajının (mukavva karton) dayanıklılık durumuna göre istiflenir.
(1) Depolamada, depolama sıcaklığının -15 0C altına yükselmemelidir.
(2) Depo kapasitesinin üstünde dondurulmuş ürün depolanmamalıdır.

(3) Mamul ürün depoları 1,40-2 ,0 m. yükseklikte tek katlı olarak kurulmalıdır.
(4) Depo ısıya karşı en iyi şekilde yalıtılmış olmalıdır.
Depo tabanının altında depo boyunca doğal hava sirkülasyon kanalları bulunmalıdır. Dondurulmuş ürünler depoya paletler üzerinde istif edilerek bloklar halinde yerleştirilmelidir. Depo kapıları depo içinden açılabilmesi için özel bir sisteme sahip olmalıdır.
Depoya yerleştirilen ürünler doğrudan tabana değmemeli, en az 10 cm. yükseklik bulunmalıdır. İstif ve duvar arasında 20-30 cm. boşluk bırakılmalıdır. Depolarda ısı ölçme aygıtları bulunmalı, ısı ayarlaması otomatik olarak düzenlenmelidir.
ç. Dondurulmuş sebze pişirilmesi ve yedirilmesi : Soğuk hava depolarından alınan dondurulmuş sebzeler temizlenmiş, ayıklanmış, yıkanmış ve doğranmış olarak hazırlandıklarından ayrıca bir hazırlama, yıkama ve doğrama işlemi yapılmaksızın direkt olarak sebze-lerin kendine özel pişirme teknik ve yöntemleri kullanılarak tüketilir.
Dondurulmuş sebzeler çözdürülmede direkt ısı ile temas ettirilip ocakta pişen yemeğin iç malzemesine yada kaynayan suyuna bırakılarak pişirilir. Dondurulmuş sebzelerin artık oranları (kabuk, çekirdek vs. ) ve özellikler birbirinden farklı oldukları için ayıklanmış olarak satın alınan dondurulmuş sebzelerin yemek için kullanılan miktarları da birbirinden farklıdır.

DIYARBAKIR

Yazar tarih Eki 6th, 2008

GENEL BİLGİLER

Yüzölçümü: 15.355 km²

Nüfus: 1.094.996 (1990)

İl Trafik No: 21

Isının 40-50 dereceye vardığı yaz günlerinin bunaltıcı sıcaklığından kurtulmak amacıyla gelişen düz damlı evleri ile tipik yöre mimarisinin günümüzde de yaşatıldığı Diyarbakır, uzun surları, Malabadi Köprüsüyle görülmesi gereken bir ildir. devamı »

DENIZLI .

Yazar tarih Eki 6th, 2008

GENEL BİLGİLER
Yüzölçümü: 11.868 km²

Nüfus: 750.882 (1990)

İl Trafik No: 20

Horozları ile ünlü Denizli zengin bir tarih ve kültüre sahiptir. Denizli, Hierapolis ve Laodikeia, Tripolis, gibi antik kentleri, kaplıcaları ve dünyada eşi olmayan travertenlere sahip Pamukkale ile görülmesi gereken bir turizm merkezidir.

İLÇELER:

Denizli ilinin ilçeleri; Acıpayam, Akköy, Babadağ, Baklan, Bekilli, Beyağaç, Bozkurt, Buldan, Çal, Çameli, Çardak, Çivril, Güney, Honaz, Kale, Sarayköy, Serinhisar ve Tavas’dır.

Beyağaç: İl merkezine 94 km. uzaklıkta olup ilin güneyinde yer almaktadır. Sahip olduğu doğal güzellikleri ile gelecekte önemli bir turizm merkezi olma yolundadır. Kartal Gölü adı ile bilinen bölgede yaşları 1265′i bulan görülmeye değer tabiat harikası karaçamlar bulunmaktadır. Eşine az rastlanan bu ağaçlar anıt ağaç statüsüne alınmış, bölge ise Tabiat Parkı Koruma alanı olarak ilan edilmiştir.

Buldan: Denizli il merkezine mesafesi 46 km.dir. İlçe sınırlarında Tripolis yerleşim merkezi görülmeye değer yerlerdendir.

Güney: İlçenin güneyinde 5 km. uzaklıkta Güney Şelalesi bulunmaktadır.

Honaz: Ege bölgesinin de en yüksek noktası olan 2571 m.lik zirve ilçeye adını veren Honaz Dağı’nın doruğudur.

Sarayköy: Denizli merkeze 20 km. mesafededir. Yakın çevrede Kızıldere, Tekke, Yenice ılıcaları vardır. İlçe sınırları içinde ayrıca İn hamamı ılıcaları da vardır.

NASIL GİDİLİR?
Karayolu: Krayolu ile ülkenin her tarafından Denizli’ye ulaşılabilmektedir. Otogar, kent merkezindedir.

Otogar Tel: (+90-258) 241 03 47

Demiryolu: Demiryolu vasıtasıyla Ankara, İstanbul ve İzmir illeri ile bağlantı mevcuttur. Denizli-Aydın-İzmir karayolunu izleyen demiryolu kentin İzmir ile bağlantısını sağlamaktadır. Gar kent merkezindedir.

İstasyon Tel: (+90-258) 268 28 31

Havayolu: Denizli ili Çardak ilçesinde, ilçe merkezine 5 km. uzaklıkta bir havaalanı bulunmaktadır. Havalimanı kent merkezine 65 km uzaktaki Çardak İlçesindedir.

Havalimanı Tel: (+90-258)851 24 59

COĞRAFYA
Denizli, Anadolu yarımadasının güneybatısında, Ege Bölgesi’nin güneydoğusunda, Ege-İç Anadolu ve Akdeniz Bölgeleri arasında bir geçit teşkil eder.

Denizli ili yüzey şekilleri bakımından dalgalıdır. Alçak ve yüksek ovaları, yaylaları ve dağları birbirini tamamlar. Yüksek ovalar gerçekte bir yayla gibidir. Arazisi denizden yüksektir. En büyük akarsu Büyük Menderes’tir.

Denizli ili Ege Bölgesi’nde olmasına rağmen, Ege Bölgesi’nin iklimi tamamen görülmez. Kıyı kesiminden iç bölgelere geçit yerinde olduğundan, az da olsa iç bölgelerin karasal iklimi hissedilir. Denizli ilinde, dağlar ekseriyetle denize dik olarak uzandığından denizden gelen rüzgarlara açık bulunmaktadır. Kışlar ılık ve yağışlı geçmektedir.

TARİHÇE
Denizli ili, ilk defa bugünkü şehrin 6 km. kuzeyinde, Eskihisar Köyü civarında kurulmuştur. Şehir M.Ö (261-246) yılları arasında, II. Antiokos tarafından karısı adına kurulmuş ve Laodikeia adı verilmiştir. Müslüman akınlarına kadar bu isimle anılmıştır. Günümüzde kullanılan Denizli adı, Tonguzlu kelimelerinin zamanla ağızdan ağıza, Denizli kelimesi haline gelmiştir.

Daha sonra Pers, Büyük İskender, Roma ve Bizans, Selçuklular, Beylikler ve Osmanlı yönetimi yörede hakim olmuştur. Türkler Denizli havalisini zaptettikten sonra, şehrin suyunun bol bulunduğu bugünkü Kaleiçi mevkiine nakletmişlerdir.

NE YENİR?
İlin özgün yemekleri arasında pirinç çorbası, keşkek, kuru fasulye, nohut, sarma, dolma, bulgur pilavı, kabak, soğan yahnisi, ve keşkeği sayabiliriz.

NE ALINIR?
Tüm Denizli ili dokumaları, özellikler Buldan’a özgü desenli, renkli, simli, pamuklu, ipekli giysi ve mefruşatlar büyük bir üne sahiptir ve mağazalarda teşhir ve satışı yapılmaktadır.

YAPMADAN DÖNME
Doğa harikası eşsiz travertenleri, birçok hastalıkların tedavisinde rolü olduğu belirlenen Pamukkale’nin şifalı suyunu, ayrıca Karahayıt ve Yenice gibi kaplıcalarını ziyaret etmeden,
Bir çok uygarlıkların yerleştiği antik çağın büyük ve kutsal kentlerinden; Hierapolis, Laodikeia, Colossae, Tripolis ve Heraclaia görmeden,
Önemli bir alış veriş merkezi olan Kaleiçini, şehir merkezindeki havlu, bornoz ve diğer tekstil ürünlerinin satıldığı Babadağlılar Çarşısı’na uğramadan,
Karcı Dağı eteğindeki havası, suyu ve manzarası eşsiz Çamlık mesireliğinde piknik yapmadan …

Dönmeyin.

GEZİLECEK YERLER

Müzeler ve Örenyerleri ,Camiler ve Türbeler ,Han ve Kervansaraylar ,Korunan Alanlar ,Mağaralar,Kaplıcalar

Kuş Gözlem Alanı ,Sportif Etkinlikler ,Müzeler

Hierapolis Arkeoloji Müzesi: Hierapolis kentinin en büyük yapılarından biri olan Roma Hamamı, 1984 yılından beri Hierapolis Arkeoloji Müzesi olarak hizmet vermektedir.

Müzede, Hierapolis kazılarından çıkan eserlerin yanında Laodikeia, Colossai, Tripolis, Attuda gibi Lycos (Çürüksu) Vadisi kentlerinden gelen eserler de bulunmaktadır. Ayrıca Tunç Çağı’nın en güzel örneklerini veren Beycesultan Höyüğü’nden elde edilen arkeolojik buluntular müzenin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Caria, Pisidya ve Lidya bölgelerindeki bazı yerleşimlerden ortaya çıkarılan eserler de Hierapolis Müzesi’nde toplanmış ve sergilenmektedir.

Müze Tel: ( +90-258) 272 20 34

Ziyarete açık günler: Pazartesi hariç hergün

Ziyarete açık saatler: Yaz :08.00-19.00, Kış : 08.00-17.00

Atatürk Etnografya Müzesi: İl merkezinde Uçancıbaşı Mahallesi’nde bulunan ve bugün müze olarak kullanılan binanın yapım tarihi ile ilgili kesin bir belge yoktur. Müzenin üst katında çoğu Osmanlı Dönemi’ne ait giysi, takı, ev eşyası, silah, halı, kilim gibi etnografik nitelikteki kültür varlıkları sergilenmektedir. Ayrıca Atatürk’ün Denizli’ye geldiğinde kaldığı odada, gardırop, pirinç başlıklı karyola, divan ve barok stili bir çalışma masası da bulunmaktadır.

Müze Tel: (+90-258) 241 08 66
Ziyarete açık günler: Pazartesi hariç hergün
Ziyaret Saatleri: Yaz :08.00-19.00, Kış : 08.00-17.00

Detaylı Bilgi

Örenyerleri

Hierapolis – Merkez / Pamukkale
Laodikya – Merkez/Pamukkale

Tripolis – Buldan/Yenice: Denizli il merkezinin 40 km. kuzeyindedir. Buldan ilçesi Yenicekent kasabasının doğusunda, Büyük Menderes akarsuyu ile kasaba arasındaki yamaçlar üzerinde kurulmuştur. Tripolis, Lidya bölgesi kentleri içinde, Karya ve Frigya bölgelerine ulaşımı sağlayan ticaret ve tarım merkezlerinden birisidir. Kuruluş biçimi ve kent anlayışı ile yörenin en zengin kentlerindendir. Bergama Krallığı tarafından kurulduğu tahmin edilmektedir. Anıtsal yapıların en iyi örnekleri MS. 1, 2 ve 3. yüzyıllarda yapılmışlardır. MS. 325 yılında Nikea meclisinde hazır bulunan Lidya piskoposları listesinde Tripolis’in adının geçmesi piskoposluk düzeyinde bir kent olduğunu göstermektedir.

Tripolis’in Yapıları

Tiyatro: Kent merkezindedir. Araziye uygun olarak, Roma inşa tarzında yapılmıştır.

Hamam: Tiyatronun yaklaşık 200 metre batısında yer almaktadır. Sur duvarları dışında bulunmaktadır. Dış duvarları kısmen ayaktadır.

Kale ve Surlar: Tripolis Geç Roma ve Bizans Dönemi’nde sur ile çevrilmiştir. Eğimli arazide kurulan kentin surları yer yer burçlarla, gözetleme kuleleri ve kalın duvarlarla desteklenmiştir.

Nekropol: Surun, doğu ve güney yamaçlarındadır. Burada kaya mezarları, podyumlu mezarlar ve lahitler görülmektedir.

Detaylı Bilgi

Apollonia Salbace – Tavas/Medet

Herakleia Salbace – Tavas/Vakıf: Kent Denizli ili, Tavas ilçesinin 10 km. kuzeybatısında bulunan Vakıf Köyü sınırları içindedir. Önemli yapıları, kenti çevreleyen Roma Dönemi suru ve stadyumdur.

Detaylı Bilgi

Artemis ve Leto: Herakleia Salbace antik kentinin yaklaşık 4 km. doğusunda, bugünkü Tavas-Kızılcabölük kasabasının 1 km. kuzeydoğusunda, Ören Sırtı ve Kocapınar mevkii diye adlandırılan yerdedir. Babadağ Dağı’nın sırtında yer alan Hieron dikdörtgen şeklindedir. Kabartmalarda Artemis, Apollon, Pan, Dionysos ve Herakles ile ilgili mitolojik sahneler işlenmiştir .

Herakleia – Tavas/Kızılcahöyük
Sebastopolis – Tavas/Kızılcahöyük

Colossae – Honaz: Denizli ilinin 25 km. doğusunda, Honaz ilçesinin 2 km kuzeyinde yer almaktadır. Antik çağdan beri kullanılan güney şark yolu üzerindedir. Büyük Frigya içinde bulunan en önemli merkezlerdendir. Ksenephon’a göre Frigya’nın 6 büyük kentinden biridir.

Osmanlı Dönemi’ne ait bir kale kalıntısı mevcuttur. Colossae antik kentinin kalıntılarına, Akropol olan, höyük tepesi ile çevresindeki arazilerde rastlanmaktadır. Höyüğün kuzeyindeki bölgede kayaya oyulmuş oda ve ev tipi mezarlar bulunmaktadır.

Detaylı Bilgi

Eumeneia – Çivril/Işıklı
Dionysopolis – Çal/Bahadırlar
Attuda – Sarayköy/Hisar
Trapezopolis – Babadağ/Bekirler
Alacain – Acıpayam
Thinta – Merkez/Gözler
Beycesultan – Çivril
Yassıhöyük – Acıpayam
Tabae – Kale

Pamukkale Travertenleri

Karahayıt Kırmızısu

Camiler, Türbeler ve Kiliseler
Acıpayam Yazır Cami: Cami giriş kapısı üzerinde bulunan kitabesine göre,1801 yılında yaptırılmıştır. Süslemesi bakımından oldukça zengin ve değişik bir durum gösteren caminin duvarları içerisinde üç sıra panolar halinde resimlerle süslenmiştir.

Boğaziçi Cami: Selçuklular Döneminde yapılan bu cami, Baklan ilçesi Boğaziçi Kasabası’ndadır. Ağaç direkli camilerdendir. Süslemesi bakımından oldukça zengin ve değişik ağaç motifleri görülmektedir.

Türbeler:

Servergazi Türbesi ( Yeşilköy ), Mehmet Gazi Türbesi (Büyük Mezarlık), Fatma Hanım (Yıldız) Türbesi (B. Mezarlık), Ahi Sinan Türbesi, Mahmut Gazi Türbesi, Yatağan Baba Türbesi ve Hüsamettin Bey Türbesi Denizli’nin görülmeye değer başlıca türbeleridir.

Kiliseler

Han ve Kervansaraylar

Akhan: Denizli’ye 7 km. uzaklıkta, Denizli-Afyon karayolu üzerindedir.1253-1254 yıllarında, inşa edilmiş olan kervansarayın 2 yazıtından birinde II. İzzettin Keykavus’un adı ve unvanları belirtilmektedir. Hanım avlu portali (taç kapı), geometrik ve plastik süslemeleri ile oldukça görkemlidir. Geyik, sfenks, kuş, figürleri, palmet, bitki gibi motifleri ile yoğun bir bezemeye sahiptir.

Çardakhan Kervansarayı: Çardak ilçe merkezinin hemen dışındadır. Yazıtından anlaşıldığını göre, I. Alaaddin Keykubad zamanında, 1230 yılında yaptırılmıştır. Sultan hanları tipinde bir kervansaraydır.

Korunan Alanlar
Honaz Dağı Milli Parkı

Kartal Gölü Tabiat Koruma Alan

Kaklık Mağarası

Yeri: Mağara, Denizli-Afyon-Ankara ve Denizli Çivril Karayolu üzerinde, Denizli İl Merkezi?ne 30 km. mesafede, UNESCO Miras Listesi?nde bulunan Pamukkale?ye 45 km.de, uluslararası Çardak Havaalanı yol güzergahında bulunan ana tur güzergahına 2 km. mesafede, Honaz İlçesi Kaklık Kasabası?ndadır.

Kaplıcalar
Pamukkale Kaplıcaları

SAĞLIK TURİZMİ

Denizli

Pamukkale Termal Turizm Merkezi

Yeri: Denizli’nin kuzeyinde, tarihi Hierapolis harabelerinin yanındadır.

Ulaşım: Denizli şehir merkezine 20 km. uzaklıktadır.

Suyun Isısı: 33°C -35,5°C

PH Değeri: 5-83-6,02

Özellikleri: Termal, hipotonik, bir maden suyudur. Bikarbonat, sülfat, kalsiyum, karbondioksit.

Yararlanma Şekilleri: İçme ve banyo kürleri

Tedavi Ettiği Hastalıklar: İçme kürleri sindirim sistemi, özellikle mide, bağırsak, karaciğer, safra yolları fonksiyon bozuklukları, hipostenik dispepsiler, safra pigmentlerinden stazları, safra kesesi ve safra yollarının kronik iltihapları, taşları şişmanlık, diabet, gut; banyo kürleri dolaşım sistemine ait hastalıklar, kalp, beyin ve etraf atar damarlardaki iskemik sendromlar, damar sertliği, tansiyon değişimi, bronşiyal astım vakaları, osteoartroz sınıfına giren ve bilhassa alt ekstremitlerde yerleşen romatizmal sendromlar, akut devresini geçirmiş ve stabilize durumdaki artritis sendromlarında etkilidir.

Konaklama Tesisleri: Bölgede 4 yıldızlı, Hierapolis, Ergür, Colossea, Polat’s ve Richmond otelleri hizmet vermektedir.

Çizmeli (Yenice) Kaplıca ve İçmeleri: Buldan ilçesine 16 km uzaklıktaki Yenicekent sınırları içindedir. Menderes kıyısında olup, Tripolis antik kenti kalıntıları arasından gidilir. Romatizma, kalp, damar sertliği, deri, basur memeleri hastalıklarının tedavisinde kullanılır.

Gölemezli Çamur Kaplıcası: Akköy ilçesine bağlı Gölemezli Köyü yakınlarındadır. Dört kaynak halindedir. Kaynaklar nitelik bakımından her birinden farklıdır. Birisi çamur hamamı olarak kullanılır. Deri hastalıklarının tedavisinde kullanılır. Babacık (Kabaağaç) Kaplıcası: Sarayköy ilçesi Tekke köyü ılıcasının 3 km uzaklığındaki Kaabaağaç Köyü’ndedir.

Tekkeköy Kaplıcası: Sarayköy ilçesi Tekke Köyü yakınındadır. Sarayköy’e uzaklığı 20 km olup, çeşitli yerlerden sıcak sular kaynamaktadır Roma Devri’nden kalma hamamı, havuzu, soyunma yeri vardır. Kaplıca; romatizma, deri, kadın hastalıkları, idrar yolu rahatsızlıkları tedavisinde kullanılır.

Kızıldere Ilıcası: Sarayköy’e 11 km uzakta kızıl renkli kayalardan çıkar. İki kubbeli bir hamamı, iki banyo yeri, havuzu ve soyunma yeri vardır. Romatizma ve yorgunluğa iyi gelir.

Kuş Gözlem Alanı

Akdağ

Işıklı Gölü

Öğr.Gör.Mehmet Aykaç Reşadiye Meslek Yüksekokulu

DEMIRIN KULLANILMASI,KAYBI VE IHTIYACI

Yazar tarih Eki 6th, 2008

Kullanılması: Bağırsak hücrelerinden kana geçen demir genellikle indirgenmiş (ferro şekli) durumdadır. Kanda oksitlenip (ferro şekli) proteine bağlanır ve transferrin?i oluşturur. Karaciğerde sentezlenen bu protein demirin taşınmasını sağlar. Demirin, proteine bağlanmasına bakır içeren bir protein (serüloplazmin) yardımcısıdır.
Normal durumda, özellikle demir yetersizliğinde, transferrin?e bağlı demir kısa sürede kemik iliğinde tutulur. Plazmaya gelen demirin, 60-120 dakikada kemik iliği ve karaciğere geçtiği, 24 saatte yaklaşık sekiz kez değiştiği ve toplam günlük demir değişiminin 30 mg. Dolayında olduğu saptanmıştır. Plazmadaki demirin %80 kadarı kemik iliğine geçerek hemoglabin sentezlenir ve yıkılanın yerine alır. Kırmızı kan hücreleri ortalama 2-3 ay yaşar, sonra yıkılır. Yıkılma sonucu hemoglobinden açığa çıkan demir çoğu, ihtiyaca göre yine demoglobin yapımında kullanılır ya da depolanır. Plazmadaki demir: (1) bağırsakta emilenle, (2) karaciğer ve öteki depo organlarından ve (3) kırmızı kan hücrelerinin parçalanmasıyla hemoglabinden açığa çıkan demirden sağlanır.
Demir Kaybı: İdrarla, deriden ter yoluyla, saç ve tırnak büyümesiyle vücuttan az miktarda demir kaybı olur. Yetişkinlerde bu yollarla zorunlu ortalama demir kaybı erkeklerde 0,91 mg., kadınlarda ise 0,77 mg. dolayındadır. Aybaşı (âdet) kanamalarıyla kadınlarda önemli miktarda demir kaybedilir. Bu yolla demir kaybı, kan kaybının azlığına ve çokluğuna göre değişir. Aybaşı olan kadınların günlük ortalama demir kaybı, öteki zorunlu kayıplar ve aylık kanamalarla birlikte 2,8 mg. dolayındadır.
Gebelikte, dölde (fetüs) demir depolanır, annelik dokuları için de demir harcanır. Ayrıca doğumda kanamyala da demir kaybı olur. Bu yollarla gebelikte ve doğumda net demir kaybı ortalama 565 mg. dolayındadır.
Büyüme çağında büyüme için, emzikli kadınlarda da süt için fazladan demir kullanılır.
Sayılan zorunlu demir kaybı ve harcanmasından başka, çeşitli hastalıklar ve durumlar da demir kaybına yol açar. Bağırsak kurtları, sık doğum, düşükler, yaralanma, kanamalı hastalıklarda görünür ve görünmez kan kaybı ile önemli miktarda demir kaybedilir. Demir yetersizliği kansızlığını (anemiyi) önlemek için, kaybedilen ve kullanılan miktarda demirin vücuda alınması ve bozuklukların düzeltilmesi gerekir.
İhtiyaç
Günlük demir ihtiyacı; yaş, cinsiyet, özel durumlara, diyetin ve diyetten demirin özelliğine göre değişir. Normal durumdaki yetişkinlerin günlük demir ihtiyacı, zorunlu kayıpları karşılayacak kadardır. Yetişkin erkeklerin ve aybaşından kesilmiş kadınların günlük zorunlu demir kaybı 0,91 mg. kadardır; bu kayıp 1,0 mg. kabul edilebilir. Diyetteki demirin ortalama %10?u emildiğine göre vücuda 1,0 mg. demir alınabilmesi için günlük diyette en az 10mg. demir bulunası gerekir.
Bitkisel besinlerin çoğundaki demirin emilim oranı %10?dan düşük bulunmuştur. Etteki demirin %22?si emilirken, bu oran ıspanak için %1, marul için %4, tahıl için ise %1-5 olarak bulunmuştur. Diyette hayvansan besinler ve protein miktarı çoğaldıkça, vücudun demirden yararlanma oranı da yükselir. Bu yüzden, günlük demir ihtiyacı, diyetin özelliğine göre değişir. Birleşmiş Milletler Besin ve Tarım Teşkilâtı ile Sağlık Teşkilatınca kurulan ortak uzmanlar grubun diyetteki hayvansal kaynaklı enerji oranına göre önerdiği demir tüketim standardı tabloda verilmiştir. Tabloda verilen miktarlar, sağnalıklı iyi beslenen ve normal durumdaki bireyler içindir.
Tablo: İyi Beslenen Sağlıklı Kişiler İçin Önerilen Günlük Demir Tüketimi Standartları
Yaş, Cinsiyet
ve Durum Emilmesi
Gereken Demir
Miktarı (mg.) Diyet Enerjisinin Hayvansal Kaynaklardan
Sağlanan Oranına Göre Alınması Gereken Miktar
% 10′dan azı %10-25′i %25′den çoğu
mg. mg. mg.
0-4 ay 0,5 Emzirmenin yeterli olduğu varsayılır.
5-12 ay 0,7 7 5 4
1-12 yaş 1.0 10 7 5
Erkek: 13-16 yaş 1,8 18 12 9
Kız: 13-16 yaş 2,4 24 16 12
Âdet Gören Kadın 2,8 28 19 14
Yetişkin Erkek ve
Aybaşından Kesilen Kadın 0,9 9 6 5
Ülkemizde, hayvansal kaynaklı besinlerin tüketimi yetersiz, kansızlık yaygın olduğundan, yetişkin erkeklerin aybaşından kesilmiş kadınların günde 10-15 mg. ; aybaşı olan kadınların ise 18-25 mg. kadar demir almaları gerekir. Kansızlıktan korunmak için, gebelik döneminde, normal zamanda günlük alınması gereken demir miktarına en az 5 mg. ek yapılmalıdır.

DEMIRIN KAYNAKLARI

Yazar tarih Eki 6th, 2008

Nişasta,şeker ve yağ gibi arıtılmış besinler dışındaki hemen her besinde düşük miktarlarda demir bulunur.Bir besinin demir yönünden iyi kaynak sayılabilmesi için,belirli miktarın üzerinde demir içermesi ve bunun emilim oranının yüksek olması gerekir.besinlerdeki demirin emilim oranı,birlikte alınan besinlerin bileşimine göre değişir.Örneğin;etle birlikte yenilen kuru baklagillerdeki demirin emilimi kolaylaşır.Taze sebze ve meyveler demir yönünden zengin değildir.bunlardaki demirin emilim oranı düşüktür.
Hayvansal besinler arasında demirin en zengin kaynakları karaciğer başta olmak üzere organ etleridir.Bu depo organlarındaki demir miktarı hayvanında beslenme durumuna göre değişir.Kansızlığa karşı korunmak için,özellikle çocukların ve gebelerin haftada bir kez karaciğer,akciğer,yürek,böbrek ve dalak gibi organ etlerinden birini yemeleri yararlı olur.Kırmızı etlerde iyi demir kaynağıdır.Yumurta sarısı da demirin iyi kaynağıdır;ancak bundaki demirin emilim oranı etlere göre düşüktür.Süt ve türevlerinde demir çok azdır.Ancak emilim oranı yüksektir.
Bitkisel besinlerden en iyi demir kaynakları kuru baklagiller,kurutulmuş meyveler,pekmez,fındık,fıstık,susam,tahin vb..Kurubaklagillerin etle pişirilmesi demir emilimini artırıcı ve protein kalitesini yükseltici etkileriyle yararlı bir uygulamadır.
Tahıllardaki demirin emilim oranı düşük olduğundan bu besinler,demirin iyi kaynağı sayılmaz.Tahıl tüketiminin yüksek hayvansal besinlerin tüketimi yetersiz olan ülkelerde ve ülkemizde demir yetersizliği kansızlığı yaygındır.
DEMİR YETERSİZLİĞİ

Vücuttaki demir depolarının boşalması ve toplam demirin azalması kansızlığa yol açar.Besin öğelerinin yetersizliğinde oluşan kansızlık türleri içinde en sık görüleni demir yetersizliği kansızlığıdır.Bu kansızlık türünde;hemoglobin miktarı,kırmızı kan hücrelerinin sayısı,toplam kan hacminin hücresel element yüzdesi düşer.Hemoglobin düzeyindeki düşme nedeniyle,kanın oksijen taşınma yeteneği azalacağından baş ağrısı,baş dönmesi,iştahsızlık,yorgunluk ve verimli çalışamama gibi belirtiler ortaya çıkar.Normal yetişkinlerde hemoglobin düzeyi 100 ml.Kanda ise 14gr üzerindedir.Hemoglobin düzeyi ve alyuvar sayısı normal değerlere göre ne denli düşük olursa,kansızlık da o derece şiddetlidir.
Ülkemizde;çocuklarda,doğurganlık dönemindeki kadınlarda ve gebelerde demir yetersizliğine bağlı kansızlık çok yaygındır.Demir yetersizliği kansızlığına yol açan ve birbiriyle yakından ilgili çok çeşitli etmenler vardır.bunların başlıcaları şunlardır.
1.Diyette hayvansal besinler az bitkisel besinler özellikle tahıllar çok bulunursa demir ihtiyacı karşılanmaz,yetersizlik yavaş yavaş gelişir.
2.Gebelik demir ihtiyacını artırır.
3.Her yaş ve durumda çeşitli hastalıklarda gizli ve görünür kanamalarda demir gereksinimi artar.
4.Kansızlığın ülkemizde bir sorun olmasının en önemli nedenlerinden biri bağırsak kurtlarının çok yaygın görülmesidir.bağırsak kurtları,bağırsakta kan emer:bağırsağı kanatarak kan kaybına yol açar ve sindirimi bozar.
5.Toprak ve benzeri maddeler yeme gibi yanlış alışkanlıklar demir emilimini bozar ve kansızlığa yol açar.
6.Eğitim düzeyinin düşük olması,beslenme bilgisinin yetersizliği,yanlış alışkanlıklar ve uygulamalar,demir yetersizliğinin oluşmasında önemli rol oynar.

DEMİR YETERSİZLİĞİ ANEMİSİ

Vücutta yeteri kadar demir kalmadığı zaman ?demir yetersizliği anemisi görülür.Bu tip anemide,kan hücrelerinin sayısı azalır,hemoglobin miktarı düşer.Demir deposu kalmadığı için serumdaki ferritin azalır.
Anemik durumda kanın oksijen taşıma yeteneği azalacağından kansızlık ,baş dönmesi,yorgunluk,iştahsızlık,sindirim aygıtında bozukluklar,tırnakların incelmesi,kısa nefes alıp verme gibi belirtiler görülür.
Ülkemizde demir yetersizliği anemisi olguları çocuklarda,gebe ve emzikli kadınlarda sık görülür.
Aneminin nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:
1.bu grupların büyüme ve sık doğum nedeni ile demir gereksinimlerinin fazla olması,buna karşılık diyetlerinin bunu karşılayamaması
2.Halk çoğunluğunun diyetinin daha çok tahıllara dayanması,etlerin diyette çok az bulunması.
3.sağlık ve temizlik koşullarının ve beslenmenin yetersizliği nedeni ile bağırsak parazitlerinin sık görülmesi.bağırsak parazitleri kan emdiklerinden alınan demirden vücudun yaralanmasını azaltmaktadırlar.
4.Bilgisizlik nedeni ile küçük çocuklara demir kaynağı yiyeceklerin zamanında yeterli olarak verilmemesi
5.gelişmiş ülkelerde fazla aspirin alımının,aliminyum içeren antassid ve katkı öğeleri kullanımının, c vitamini değeri azalmış hazır ve yarı hazır besinlerin çok tüketilmesinin anemi nedeni olduğu bildirilmiştir.
Vücudun çeşitli dokularında çok miktarda demir birikmesi, karaciğer sirozu,pankreas bozuklukları ve bazı hormonal bozukluklar ortaya çıkarmaktadır.

DEMIR YETERSIZLIGI

Yazar tarih Eki 6th, 2008

Vücuttaki demir depolarının boşalması ve toplam demirin azalması kansızlığa yol açar.Besin öğelerinin yetersizliğinde oluşan kansızlık türleri içinde en sık görüleni demir yetersizliği kansızlığıdır.Bu kansızlık türünde;hemoglobin miktarı,kırmızı kan hücrelerinin sayısı,toplam kan hacminin hücresel element yüzdesi düşer.Hemoglobin düzeyindeki düşme nedeniyle,kanın oksijen taşınma yeteneği azalacağından baş ağrısı,baş dönmesi,iştahsızlık,yorgunluk ve verimli çalışamama gibi belirtiler ortaya çıkar.Normal yetişkinlerde hemoglobin düzeyi 100 ml.Kanda ise 14gr üzerindedir.Hemoglobin düzeyi ve alyuvar sayısı normal değerlere göre ne denli düşük olursa,kansızlık da o derece şiddetlidir.     Ülkemizde;çocuklarda,doğurganlık dönemindeki kadınlarda ve gebelerde demir yetersizliğine bağlı kansızlık çok yaygındır.Demir yetersizliği kansızlığına yol açan ve birbiriyle yakından ilgili çok çeşitli etmenler vardır.bunların başlıcaları şunlardır.

1.Diyette hayvansal besinler az bitkisel besinler özellikle tahıllar çok bulunursa demir ihtiyacı karşılanmaz,yetersizlik yavaş yavaş gelişir.

2.Gebelik demir ihtiyacını artırır.

3.Her yaş ve durumda çeşitli hastalıklarda gizli ve görünür kanamalarda demir gereksinimi artar.

4.Kansızlığın ülkemizde bir sorun olmasının en önemli nedenlerinden biri bağırsak kurtlarının çok yaygın görülmesidir.bağırsak kurtları,bağırsakta kan emer:bağırsağı kanatarak kan kaybına yol açar ve sindirimi bozar.

5.Toprak ve benzeri maddeler yeme gibi yanlış alışkanlıklar demir emilimini bozar ve kansızlığa yol açar.

6.Eğitim düzeyinin düşük olması,beslenme bilgisinin yetersizliği,yanlış alışkanlıklar ve uygulamalar,demir yetersizliğinin oluşmasında önemli rol oynar.

DEMİR YETERSİZLİĞİ ANEMİSİ

Vücutta yeteri kadar demir kalmadığı zaman ?demir yetersizliği anemisi görülür.Bu tip anemide,kan hücrelerinin sayısı azalır,hemoglobin miktarı düşer.Demir deposu kalmadığı için serumdaki ferritin azalır.     Anemik durumda kanın oksijen taşıma yeteneği azalacağından kansızlık ,baş dönmesi,yorgunluk,iştahsızlık,sindirim aygıtında bozukluklar,tırnakların incelmesi,kısa nefes alıp verme gibi belirtiler görülür.     Ülkemizde demir yetersizliği anemisi olguları çocuklarda,gebe ve emzikli kadınlarda sık görülür.     Aneminin nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:

1.bu grupların büyüme ve sık doğum nedeni ile demir gereksinimlerinin fazla olması,buna karşılık diyetlerinin bunu karşılayamaması

2.Halk çoğunluğunun diyetinin daha çok tahıllara dayanması,etlerin diyette çok az bulunması.

3.sağlık ve temizlik koşullarının ve beslenmenin yetersizliği nedeni ile bağırsak parazitlerinin sık görülmesi.bağırsak parazitleri kan emdiklerinden alınan demirden vücudun yaralanmasını azaltmaktadırlar.

4.Bilgisizlik nedeni ile küçük çocuklara demir kaynağı yiyeceklerin zamanında yeterli olarak verilmemesi

5.gelişmiş ülkelerde fazla aspirin alımının,aliminyum içeren antassid ve katkı öğeleri kullanımının, c vitamini değeri azalmış hazır ve yarı hazır besinlerin çok tüketilmesinin anemi nedeni olduğu bildirilmiştir.

Vücudun çeşitli dokularında çok miktarda demir birikmesi, karaciğer sirozu,pankreas bozuklukları ve bazı hormonal bozukluklar ortaya çıkarmaktadır.
Vücuttaki demir depolarının boşalması ve toplam demirin azalması kansızlığa yol açar.Besin öğelerinin yetersizliğinde oluşan kansızlık türleri içinde en sık görüleni demir yetersizliği kansızlığıdır.Bu kansızlık türünde;hemoglobin miktarı,kırmızı kan hücrelerinin sayısı,toplam kan hacminin hücresel element yüzdesi düşer.Hemoglobin düzeyindeki düşme nedeniyle,kanın oksijen taşınma yeteneği azalacağından baş ağrısı,baş dönmesi,iştahsızlık,yorgunluk ve verimli çalışamama gibi belirtiler ortaya çıkar.Normal yetişkinlerde hemoglobin düzeyi 100 ml.Kanda ise 14gr üzerindedir.Hemoglobin düzeyi ve alyuvar sayısı normal değerlere göre ne denli düşük olursa,kansızlık da o derece şiddetlidir.
Ülkemizde;çocuklarda,doğurganlık dönemindeki kadınlarda ve gebelerde demir yetersizliğine bağlı kansızlık çok yaygındır.Demir yetersizliği kansızlığına yol açan ve birbiriyle yakından ilgili çok çeşitli etmenler vardır.bunların başlıcaları şunlardır.
1.Diyette hayvansal besinler az bitkisel besinler özellikle tahıllar çok bulunursa demir ihtiyacı karşılanmaz,yetersizlik yavaş yavaş gelişir.
2.Gebelik demir ihtiyacını artırır.
3.Her yaş ve durumda çeşitli hastalıklarda gizli ve görünür kanamalarda demir gereksinimi artar.
4.Kansızlığın ülkemizde bir sorun olmasının en önemli nedenlerinden biri bağırsak kurtlarının çok yaygın görülmesidir.bağırsak kurtları,bağırsakta kan emer:bağırsağı kanatarak kan kaybına yol açar ve sindirimi bozar.
5.Toprak ve benzeri maddeler yeme gibi yanlış alışkanlıklar demir emilimini bozar ve kansızlığa yol açar.
6.Eğitim düzeyinin düşük olması,beslenme bilgisinin yetersizliği,yanlış alışkanlıklar ve uygulamalar,demir yetersizliğinin oluşmasında önemli rol oynar.

DEMİR YETERSİZLİĞİ ANEMİSİ

Vücutta yeteri kadar demir kalmadığı zaman ?demir yetersizliği anemisi görülür.Bu tip anemide,kan hücrelerinin sayısı azalır,hemoglobin miktarı düşer.Demir deposu kalmadığı için serumdaki ferritin azalır.
Anemik durumda kanın oksijen taşıma yeteneği azalacağından kansızlık ,baş dönmesi,yorgunluk,iştahsızlık,sindirim aygıtında bozukluklar,tırnakların incelmesi,kısa nefes alıp verme gibi belirtiler görülür.
Ülkemizde demir yetersizliği anemisi olguları çocuklarda,gebe ve emzikli kadınlarda sık görülür.
Aneminin nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:
1.bu grupların büyüme ve sık doğum nedeni ile demir gereksinimlerinin fazla olması,buna karşılık diyetlerinin bunu karşılayamaması
2.Halk çoğunluğunun diyetinin daha çok tahıllara dayanması,etlerin diyette çok az bulunması.
3.sağlık ve temizlik koşullarının ve beslenmenin yetersizliği nedeni ile bağırsak parazitlerinin sık görülmesi.bağırsak parazitleri kan emdiklerinden alınan demirden vücudun yaralanmasını azaltmaktadırlar.
4.Bilgisizlik nedeni ile küçük çocuklara demir kaynağı yiyeceklerin zamanında yeterli olarak verilmemesi
5.gelişmiş ülkelerde fazla aspirin alımının,aliminyum içeren antassid ve katkı öğeleri kullanımının, c vitamini değeri azalmış hazır ve yarı hazır besinlerin çok tüketilmesinin anemi nedeni olduğu bildirilmiştir.
Vücudun çeşitli dokularında çok miktarda demir birikmesi, karaciğer sirozu,pankreas bozuklukları ve bazı hormonal bozukluklar ortaya çıkarmaktadır.

DAVRANIŞ DEĞİŞİKLİĞİ TEDAVİSİ

Yazar tarih Eki 6th, 2008

DAVRANIŞ DEĞİŞİKLİĞİ TEDAVİSİ

Yeme isteğini ortadan kaldırma davranışı

  • Televizyonda yiyeceklerle ilgili olan program ve reklamları seyretmemeye çalışınız.
  • Evde enerjisi yüksek (tatlı, kuruyemiş gibi) yiyecekler bulundurmayınız.
  • Beslenmenize uygun olmayan besinleri buzdolabının arka tarafında bulundurunuz. devamı »

DANIŞMA (CONSIERGE) HİZMETLERİ

Yazar tarih Eki 6th, 2008

Danışmanın önemi ve organizasyon:

Ön büronun, konuklara doğrudan servis veren bölümlerinden biri de danışmadır. Bu servis konuğun otele gelişinden, ayrılmasına kadar devam eder. Danışma bölümü aşağıda tek tek incelenen servisleri konuklara vermekle yükümlüdür. devamı »

DAGCILIK/Tunceli-Mercan (Munzur) Dagları/Van-Suphan Dagı

Yazar tarih Eki 6th, 2008

Tunceli-Mercan (Munzur) Dağları,Yükseklik 3370 m.,Konumu Orta Toros Dağlarının Kuzey Anadolu Dağları ile Güney Doğu Toroslar civarında Tunceli ve Erzincan illeri arasında yükselen uzantısıdır.Tırmanış Zamanı Tırmanış için en uygun zaman 15 Haziran, 30 Ağustos tarihleri arasıdır.Özellikleri Kalker kayalardan oluşan bu dağlar çok arızalı ve dişli doruklu bir topografya sunarlar. Üzerinde çok sayıda göller yer yer kalıcı karlar görülür. Genellikle dağ çayırları ile örtülüdür. Ovacık yolu üzerinde Munzur Vadisi Milli Parkı bulunur.

devamı »

DAGCILIK/Rize-Kackar Sıradagları

Yazar tarih Eki 5th, 2008

Rize ve Hopa arasında yer alan yıl boyunda gözlenebilen keskin buzulları, masmavi gölleri, yeşilin her tonuna sahip ormanları, coşkulu dereleri, bin bir çeşit bitkileri ve hayvanları ile doğal bir park görünümünde olan Kaçkar sıradağlarının en yüksek tepeleri Altıparmak (3480 m.), Kavran (3932 m.) ve Verçenik (3710 m.) dir. devamı »

« Önceki - Sonraki »